1 Temmuz 2010 Perşembe
vazgeç(me)mek
Bir gönüle girmek en zor şey;bileceksin neyi sevip neyi sevmediğini,tutacaksın her özel günün tarihlerini ve de o gün yapılması gerekenleri aklının ajandasında,zevklerini zevklerin sayacak;nefret ettiklerinden nefret etmiyorsan bile öyle gözükeceksin, "ay ne güzel" diyorsa,saniyenin onda bir zamanda "evet" diyeceksin ve söyleyişin kelimeyi uzatan yumuşak bir tavırla olacak.
Birinin gönlüne girmek zor.Biri;tüm hayatının yoğun düşlerinden süzülmüş olacak,tek tek isteklerinin tümünü karşılayabilecek düzeyde olacak,okumayı seviyor olacak mesela;sen seviyorsun ya,senin birlikte kitap okumayla kurduğun düşlerin var ya,entellektüel olacak illa;sen hep aradığında liste başına yazdın ya bu özelliği,olmazsa olmaz diye.
Bir gönüle,gönlünü paralel düşürmek zor.Sevdiğinden emin olmadan;seviyorumuna beklemediğin yanıt alma olasılığından susmak,"ben seni arkadaş olarak düşünmüştüm,sen yanlış anlamışsın" daki yanlış algılayan olup sosyal dışlanmışlıkla gözlerini devirip,göz temasından kaçınarak yürümek,belki oda ilgiliyken;söylenmesi gereken-ne gerekiyorsa,o an orda- cümlelerin illa ki senin ağzından dökülmesi gerekliliğinin zamanını,doğru zamanını bir türlü denk getirememek yada gelmişse de kaçırmış olabilmek.
En kolayı;bir gönlün sana,seni yormayan,seni kendinden daha fazla düşünen bir incelikle "birlikteyiz" diyebilmesinden sonra ki her şey...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder